Şubat 1915, tarihin gördüğü en büyük Haçlı Donanması Çanakkale önlerinde toplandı, Görünen amaç, zor durumdaki Çarlık Rusya’sına yardıma gitmekti. Ancak asıl hedef, batının yüzyıllardır peşinde o lduğu İstanbul’u ele geçirmekti.

Tüm güçleriyle saldırdılar 18 Mart günü, ancak Nusrat ne zaman gelecekleri belli olmayan bu çelik yığınları için 07-08 Mart gecesi stratejik bir kararla ön hattaki zırhlıların, sıralarını ikinci hatta bırakmak için dönüş manevrası yaptıkları Karanlık Limana tek hat üzerine 20 mayını döşemişti. İşte dönüş manevrası yapan zırhlılar Nusrat’ın mayınlarına çarparak Çanakkale’nin mavi ve soğuk sularına battılar.

Zafer bizimdi ama İstanbul’da korku ve endişe devam ediyordu. Bir gün geçti, 19 Mart,  Padişah ve tüm İstanbul halkı İtilaf Donanmasının dumanlarını görme endişesiyle, ufka bakıyorlardı. Çünkü artık ne mayın, ne de top mermisi vardı. Kolaylıkla gelebilirlerdi ama ne gelen, ne de giden vardı, gelemiyorlardı, denemediler bile. Bir sevinç kapladı tüm ülkeyi, kazanmıştık.

Mayın kalmadığını biz biliyorduk ama onlar bilmiyordu. Nusrat’in döşediği mayınların yarattığı dehşet sarmalı içindeydiler, denemediler bile, ya Nusrat oradaysa.

Karadan gidelim İstanbul’a dediler, kuvvetler hazırdı, Nusret’i geçebilselerdi İstanbul’u işgal edecek kara kuvvetiydi bu; Avustralyalısı, Yeni Zelandalısı, Hintlisi, İrlandalısı, Kanadalısı hep bir arada. Bu sefer de karşılarına Mustafa Kemal (ATATÜRK) çıktı.

Şanssız İngilizler. Türklerle savaşmanın bedelini, savaşı kaybederek, gemilerini kaybederek, sömürgelerini kaybederek ve itibarlarını kaybederek ödediler.

18 Mart Deniz Zaferi olmasaydı!, Atatürk 1934 yılında, çocuklarının mezarlarını Avusturalya’ya geri getirilmesini isteyen annelere “Bu memleketin toprakları üstünde, kanlarını döken kahramanlar!, Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Onlar artık bizim evlatlarımız olmuşlardır“ mektubunu yazmayacaktı.

Winston Churcill “Avrupa’da milyonlarca insanın ölmesine neden olan sayısız taarruzlardan hiçbirisi Nusret mayın gemisi kadar düşmanın istikbaline ve harbin sonuçlarına etkili olacak bir başarı gösterememiştir.” demek zorunda kalmayacaktı.

18 Mart Deniz zaferi olmasaydı, Çarlık Rusya’sı belki Almanya’ya yenilmeyecekti, belki 1917 Bolşevik Devrimi olmayacaktı, belki ne 2. Dünya Savaşı ne de 45 yıl sürecek Soğuk Savaş olacaktı. 18 Mart böyle bir destandır. Bir devrin battığı ve yenidünya düzeninin kurulduğu yerdir.

Çanakkale’de tüm kefensiz yatanları, Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.

Dr. E. Amiral Ergun MENGİ

Paylaş